Yanık, vücudumuzu saran ve onu dış etkilerden koruyan, en büyük organımız olan derinin yüksek ısı ile zarar görmesi durumudur. Yanık, alev ile, katı, sıvı veya buhar halindeki sıcak cisimlerin temasıyla, kimyasal maddeler ile veya elektrik çarpması ile oluşabilir.

Yanık, deri bütünlüğünü bozarak, vücudun ısı ve sıvı dengesinin bozulması, vücudun mikroplara karşı savunmasız kalması gibi nedenlerle hayatı tehdit eder. Ayrıca ileriki dönemlerde oluşacak yanık izleri nedeniyle kozmetik sorunlara yol açar.

Yanığın ciddiyetini yanığın derinliği ve genişliği belirler. Yanık derinin en üst tabakasını etkiledi ise 1. derece, daha alt tabakalarını da etkiledi ise 2. derece, derinin tamamı yandı ise 3. derece yanık olarak adlandırılır. 4. derece yanıklarda ise deri altındaki dokular (kas, tendon yağ) da yanmıştır.

Yanan alan ne kadar geniş ise tehlike de o kadar fazladır. Yanık, Plastik cerrahinin uzmanlık alanıdır. Ufak veya hayatı tehdit eden boyutlardaki daha büyük yanıklar, bir platik cerrah tarafından tedavi edilmelidir.

Yanık tedavisi, ilk ve acil müdahale, yanık yaralarını iyileştirilmesi ve vücudun sıvı, ısı dengesinin yeniden sağlanması esasına dayanır.

Ufak yanıklarda yara tedavisi ön plandadır. Yanık yaralarının tedavisinde ”açık” veya ”kapalı” pansuman kullanılabilir. Yanığın yerine ve özelliğine göre her iki pansuman yöntemi de seçilebilir. Halk arasında ”yanık sarılmaz” düşüncesi hatalı bir önyargıdır.

Yara iyileşmesinin tamamlanmasından sonraki en önemli tedavi, yanık izlerine yönelik olarak yapılır. 1. derece ve yüzeyel 2. derece yanıklarda iz kalmaz ancak derin 2. ve 3. derece yanıklarda iz kalacaktır.

​Yanık izlerinde doğru tedavi ve yaraların mikrop kapmadan iyilşmesi, izler açısından yaranın derinliği kadar belirleyici rol oynar. Yanık izlerine yönelik olarak erken dönemde iz azaltıcı kremler, özel bantlar ve basınç giysileri kullanılır, ilerleyen dönemlerde ise iz azaltıcı ameliyatlar planlanabilir.